10 Aralık 2013 Salı

gökten oyuncak yağıyo.. hem de beleş..


Cumartesi akşamı yollarda madur olmama ramak kala kuzenim gelip alıyo beni kızılay'ın göbeğinden.Kar sinsice hızlanmaya başlamış bu arada..

Neyse, kısa bi ankara turundan sonra 'sıcacık'(!)  evimize varıyoruz. Kuzenim yemek yapmaya başlıyo derhal. kocam içerde maç seyrediyo  bende öyle dolanıyorum ortada.
Herşey çok güzel.. Sıkıntısız bi eve dönüş yolculuğu, yolda süpriz yumurta heyecanı, yumurtanın içinden çıkan agresif şirinle katmerlenen sevinç, kuzenimin bana 'şu nerde? bu nerde' diye sorular sormadan sessizce yemek hazırlaması, kocamın sessizce maç izlemesi...  Hayat bana güzel yani..

Bu arada sinsi kar, örtmüş her yeri. Camdan bi bakıyorum, heryer bembeyaz, gökyüzünde mutluluk verici bi ışık var. nerdeyse ben bile sevinecem kar yağdığına..

Derkeeeen.... hooooop güüümmmm...

Arabalar birbirine girmeye başladı bile.
Sanki koca koca amcalar, kapımızın önünde poşetlerle, leğenlerle, klozet kapaklarıyla kayarak yolu iyice buzlandırmaya çalışan çocukları kıskanmış da klozet kapağıyla kaymaya utandıkları için arabayla kayıyolarmışçasına eğleniyolar.

Bi anda bütün mahalle curcuna..

10 yaş üstü bebeler arabaları iterek eğlenirken, 10 yaş altı bebeler hala kapımızın önünü buzlandırmak için gayretle çalışıyolar..

İçim nasıl huzursuz.. Yemekten de zevk almıyorum..
Diyorum kuzene, hadi gel arabaları güvenli bi yere çekelim diye. Biliyorum çünkü hızını alamamış amcalardan biri bizim arabalar yardımıyla durmaya çalışabilir.

Annemlerin garaja götürüyoruz arabaları.

Sonra aklıma her kar yağdığında evimizin penceresine kartopu atıp, annemleri aşağı çağıran Hacı Amca geliyo. Çocukluğum, burnuma giren kramp eşliğinde gözlerimin önünde..
Annem Hacı Amcayı atmış karın üstüne, babam üzerine kar yığıyo... Kahkahalar, çığlıklar derken bütün mahalle iniyo aşağı.
Biz çocuklar karı boşvermişiz, anne-babalarımızın çıldırışını izliyoruz.. (O zamanlar aklımızda 'yarın işe nasıl gidecez' sorusunun yerine 'yarın okul tatil olur mu ki' sorusu var. Umrumuzda değil doğalgaz ne kadar kalmış, arabanın zinciri nerdeymiş, evsizler ne yaparmış...)

Çocukluğumun ve Hacı Amcanın anısına dolanıyorum annemlerin ön camına.
Usturuplu bi şekilde oturtuyorum kartopunu cama. Şimdi annem çıkacak, işaret parmağını sallayıp, aşağı iniyorum işareti yapacak...

Yok... Cevap yok...

Kuzenle birlikte yağdırıyoruz kartoplarını cama.. Nihayet annem çıkıyo.. Ama beklediğimiz coşkuyu koltukta bırakmış olmalı ki, beklediğimiz hareketleri yapmıyo. Elma yiyo onun yerine karşımızda..

Bi kaç kartopundan sonra vazgeçiyoruz.. Ama, ama ben... Ama Hacı Amca.....

Sonra... Sonrası malum eve gidip yatıyorum.. Rüyamda kar o kadar yağmış ki işten eve gidemiyorum. Heryer bembeyaz  değil, bok rengi, biri s.çmış etrafa..

Sevmiyorum işte sevmiyorum... Tamam yağmak zorunda, ihtiyacımız var. Bari sadece barajların falan üstüne yağsa. Yollara, evsizlerin üstüne, sokak hayvanlarının yaşam alanlarına yağmasa.

Evet kış severler, 'beyaz keyfi..', 'kar coşkusu...' gibi sinir bozucu cümleler kurup mutlu olan romantikler, şu anda her yer bok rengi.. Sevmeyin demiyorum ama en azından şu sinir bozucu cümlelerinizi içinizden söyleyin...
 







      

6 yorum:

  1. Merak etme yalnız değilsin:)
    Ben hergün etimesgut'tan oran'a geliyorum ve hamile de olunca allahım karda nasıl yürüyeceğim diye düşünmekten çıldırmak üzereyim. Bari bu sene az yağsaydı ya :) ama şimdiden başladığına göre daha çooook sürer bu.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. kışın da olsa hamile olmak güzel olmalı :)

      Sil
  2. Bende istemiyorum. Çocukluk bitti karın sadece çilesi kaldı :(

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. çocukken ne saçmaymışız.. bi yokuşun başından aşağı 30 saniyede kay, sonra o yokuşun başına 15 dk.da çık. bi de yetmezmiş gibi bunu sürekli tekrarla.. iyi ki büyümüşüz demi :)

      Sil
  3. angry birdün annesi abla3:33 ÖS

    Blogunda daha sık yazı görmek istiyoruz ayda yılda bir yazıyosun tadı damağımızda kalıyo.Sen daha sık yazarsan sana "şüppiz eg" vereriz...

    YanıtlaSil