30 Kasım 2015 Pazartesi

içimdeki canavar....

çokça uzun bi süredir bloğuma hiç bişey yazmıyodum.
yazmak şöyle dursun, kimler neler yapmış, takipçi sayımda artış veya azalış olmuş mu, yorum yapanım var mı diye girip bakmıyodum bile.

şimdi düşünüyorum da iyki girmemişim hiç. 

artık eskisi gibi kimse bişeylerini paylaşmıyo zaten buralarda. ne bileyim 'bugün şöyle bi çalışma yaptım' , 'en iyi böreği ben pişiririm', 'iç dünyam borum bok' v.s. gibi konu başlıkları görmek nerdeyse imkansız. 

ıvır markanın zıvır kremini tanıtayım da bana hediye etsinler, şu konuda bişeyler yazayımda reklamından para gelsin falan filan gibi şeyler görmekten kusucam.

çekilişlerinde saflığı bozuldu blog arkadaşlığınında. 

blogırlar buluşuyo adı altında samimi görünelimde belki bi çıkar elde ederiz düşünceleri var herkesin kafasında.

içimdeki ses filmindeki 'içimdeki canavar' sahnesi canlanıyo gözümde.. aynı hissediyorum hakket.. ağzıma pis pis küfür tadı geliyo. ama kibarca 'adamın asabını bozmayın nan' şeklinde çeviriyorum dışıma.

sende reklam alsana bloğuna diye ısrar edenlere balgam atasım var..  herşey mi para nann 'adamın asabını bozmayın nan'

kapatasım geliyo ama belki bi yerlerde çıkar gözetmeyen blogırlar vardır hayaliyle tutuyorum. 

takip listemide sildim. ( bu yazıyı okuyanların da beni sileceğine eminin. nasılsa bende onları silmiştim demi)
yeni bi sayfa açıyorum yani kendime. 


çıkar gözetmeyen güzel insanlar... öperim yanaklarınızdan..


not: çıkar elde edemeyeceğini anladığı halde yazının sonuna kadar okuyan ve benimle aynı fikri paylaşan arkadaşlar el kaldırsın. zira onların bloglarını okumak beni mutlu eder.