23 Şubat 2013 Cumartesi

muhteşem patates kızartması yapabilmek için;

Öncelikle gerekli olanlar;
*enerji
*evi süpürüp silecek cengaver bi koca
*marketten malzeme alacak üşenmeyen bir adet kuzen
*huzurlu bi ortam
*acilen doyurulması gereken karınlar

E gerisi çok basit!! Bildiğin patates kızartması!!

Yemek yapmayı çok sevmem!! O kadar uğraş didin 15 dakikada bitsin!! Kabus olmalı bu!! Emeğe saygısızlık resmen :) onun için bu patatesler yavaş yavaş yenecek!!

Hele yaprak sarması ve mantı yok mu tamamen yapana işkence! Leblebi gibi löp löp yutulsun diye mi üstümü başımı parçalıyorum ben!

Ben yaprak sarmam, mantıyı da yıllardır yapmadım! Ne zaman mantı yapmaya kalksam yapım aşamasında yorgunluktan doyup sofrada yiyemem! Yiyenin de burnundan getiririm yavaş ye diye!!

Hem kim icat etmiş ki bu yemekleri!!
Mazoşist bi kadın grubunun başının altından çıkmış kesin! Otururlarken biri demiş ki 'hadi pirinçleri şu yaprakların içine koyalım ince ince saralım, yada mincik mincik hamurlara mincik mincik köfteler dolduralım ağzını da simetrik kapatalım da eziyet olsun bize'

Kabul edemiyorum bunu! Yap güzel patatesi, makarnayı, çorbayı beni de uğraştırma ama demi!

Published with Blogger-droid v2.0.9

20 Şubat 2013 Çarşamba

nasıl bi çalışma şekli var şu beynimin!! bilim insanları bi açıklama getirsin!

Kahve, kitap, pembe papıklar. :)

Fakat açık hava yok, tepemdeki güneşi kesecek ağacın yaprakları yok, altımda olması gereken hamak orda yok, arka fonda nora jones'in sesi yok, nora jones'in sesini bastıracak kuş sesleri yok, kot pantolonun yerinde olması gereken şort yok, saçlarımı havalandıracak ılık tatlı rüzgar yok!

Hasta oluyorum galiba! Onun için bi dinlenme ortamı çekti canım!

Hayır yorgunluk olamaz bu, zaten bugün öyle yorulmama sebep olacak bişey de yapmadım, bu olsa olsa hastalıktır!!
33 omurum aynı anda bağımsızlıklarını ilan etti, her biri bi tarafa gidiyo! Sağ el bileğim zorla çalışıyo, arada bi dürtmek gerekiyo. Gözlerim adeta kundakçı çetesi, bulundukları çukurlarda 'sen mi daha çok yakarsın ben mi' nidaları eşliğinde birbirleriyle yarışıyolar. Saçlarım sanki birer ok olmuş beynime ulaşmaya çalışıyo!

Ancak beynim kendini koruyabilmis tek parçam. Tam yol üretmeye devam ediyo! Fikirler geliştiriyo, projeler çiziyo, yer yer geçmişe dönüyo, ara ara hayal kuruyo, çoğunlukla diğer uzuvlara komut gönderiyo! Ama komutları takan yok sol el işaret parmağı hariç! Bi tek o uyum içinde çalışıyo! Beynim onu sözcü seçti, dilimin içine kapandığı şu dakika!

Hislerimi size anlatmaya çalışırken bile aşağılarda bi kavga var. Ayak gidelim diyo, bel otur oturdugun yere diyo! Boğaz sıcak bi kahve istiyo, ağız sıcaktan bıktım,buz gibi limonata isterim diyo! Midem patates kızartması diye çığlıklar atarken, dilim tadım yok deyip yayılıyo olduğu yere!

Bütün bunlar olurken ben, eve dolmuşla gitmek zorunda olduğumu, bunu nasıl başaracağımı düşünüyorum! Çünkü kocam evde hasta yattığı için bugün beni alamayacak!

Beynim de cortladi galiba. Nasıl başlamışım yazıya,nasıl bitiriyorum! Beynimin sağ lobu ve sol lobu bile çatışma halinde!

Biraz ağlayayım da en azından göz çukurlarımdaki yangın sönsün!!

Published with Blogger-droid v2.0.9

14 Şubat 2013 Perşembe

bol fıstıklı olsun!

Kırmızı elbiseler giyinip yemeklere gitmeler, kırmızı güller yollamalar, mum ışığında şiir okumalar.. Bi coşku, bi coşku! Ne oluyor yani?

365 günün 363ünde (doğum günü de var) sevgilisinin saçına bi kere dokunup ne kadar yumuşak saçların var demeyen adam, sevgililer gününde sevgilisinin saçına güller takip, onu prenses ilan ediyo!!
Aynı şekilde hergün belki bi makarna bile yaparken goygoylanan kadın o gün mum ışığında sofra hazırlayıp, kralını baş köşedeki tahtına yerleştiriyo!

Yanlış anlamayın! Bir gün değil hergün sevgililer günü geyiğine girmiycem! De anlamadığım nokta şu; imparator yasakladığı için evlenemeyen gençleri gizlice evlendiren aziz valentine, üstlendiği bu sevimli görev için 14 şubatta öldürüldü! Şimdi bunun neresi eğlenceli güzel bi gün?

Bu iyi kalpli adamın arkasından bi helva kavurup dağıtmayalım da, kırmızı elbiseler giyip gülüp oynayalım demi?

Uyuz oldunuz bana biliyorum :) şaka ediyorum! 'sevgililer günümüz kutlu olsun'

Not:Ama ben yine de bu akşam bi helva kavururum!!

Published with Blogger-droid v2.0.9

11 Şubat 2013 Pazartesi

3 2 1 kestim!!

Bu miniminnacık ayının kazağını ben ördüm!
Zor oldu ama başardım. 3-2-1 keserek kol bile yaptım!

Zorun neydi derseniz, takıntılarım derim!
Aslında bu ayı bi tokanın üstündeydi. Yıllar önce, bi pazar sabahı ananeme giderken el arabasına ıvır zıvır yüklemiş bi amcanın tezgahinda çıktı karşıma şans eseri, bi tane aldım. Çok da ucuzdu. Cimriliğim mi tuttu ne olduysa saf gibi bi tane alnım!Sonra baktım çok güzel, dedim bi kaç tane daha alayım (stokcu ruhum işte!). Ama amcayı bulamadım!

Haftalar sonra yine ananeme giderken gördüm amcayı! Bu sefer bi öncekinden de az bi para söyledi! Bende hepsini aldım hatta fazla bile para verdim! Hepsini aldım deyince kız zengin galiba diye düşünebilirsiniz! Zengin falan değilim! Bu ayıyi tanıyanlar bilir, bit kadar olmasına rağmen pahalı bişey. Aynı tokayi, adını verip rencide etmek istemediğim bi mağazada 15 liraya gördüm! Amca bana 1 lira dedi böylece hepsini aldım!

O kadar çok kullandım ki lastik laçka oldu! Bende ayıyı çıkarttım ama yanında silikon izi kaldı. Dedim buna bi kazak öreyim de o iz kapansın! Çok da güzel oldu pek de güzel oldu!

Bu arada ben pembe rengini çok severdim! Severdim diyorum çünkü herkes çok sevmeye başladı ben biraz soğudum sanki!

Published with Blogger-droid v2.0.9

9 Şubat 2013 Cumartesi

Beni anlatır küsmek Kızdım ama hala buradayım'dır.

Canım sıkılırken kendi kendime oynadığım bi oyun var!
Bi kavramla bi insanı eşleştirmek!

Mesela aşk insanı kim deseler kuzenim derim. (kocam diyeceğimi sandınız demi?) Çünkü o hep aşık ondan başka kimse bu kadar aşık olamaz!
Maç insanı kim deseler kocam derim. Çünkü evde hep maç izleniyo!
Uyku insanı kim deseler ablam derim çünkü hep uyuyo! (hatta şu anda ablamın evindeyiz, kocalar fifa oynuyo ve bilin bakalım ablam ne yapıyo??)
Küsmek insanı kim deseler benim derim! Çok küstügüm için değil. Hatta küsmeyi hiç sevmem ama bi önceki posta fotoğraf ararken küsmekle ilgili görselleri çok beğenmemden anladım ki ben küsmek insanıyım!

Bunca zamandır sürekli fotoğraf bakarım, aklıma gelen kelimeyi google'ye yazar resimlerine bakarım gördüklerim arasında en çok bunlar hoşuma gitti!

Hislerimi kesin anlatamadım biliyorum!

Şöyle anlatmaya çalışayım. Örneğin bi elbise fotoğrafı beni heyecanlandırmaz yada aşklı meşkli fotoğraflar! Ama bunları sevdim!

Şu anda yazdıklarımın ne kadar saçma olduğunu düşünüyorum ama bu kadar yazmışken illa ki yollayacam bu postu emeğime yazık çünkü!

Zaten uykum da var! Iyi geceler kısaca!

Published with Blogger-droid v2.0.9

7 Şubat 2013 Perşembe

ben hiç tahtaya kalkmadım! tebeşir tozuna alerjim var!

Çok sevdiğim bi arkadaşımla görüştüm bugün telefonda!

Msnde durur ya insanlar hep, nasılsa hep var diye hiç yazmayız! Işte bu arkadaşım da hep öyle duruyodu. Bugün yazdım konuştuk çokça!

Beni tanıyanlar bilir ben öyle fik fik yazmayı sevmem. Dedim numaranı yolla arayım!
(mesaj yazmayı da sevmem ben biri mesaj çekerse uzun uzun cevap yazarım en son sıkılır mesajı bitiremeden 'arıyom' yazıp yollarım. Mesajı silmem çünkü o kadar yazmışım emeğime yazık!)

Neyse bu arkadaşım lisedeyken tebeşire alerjim var diye küsmüştü bana! O, öğretmen masasının önündeki en ön sıraya hoşlandığı kıza yakın olmak için gitmek istedi! Ben de alerjim olduğu için kalmak istedim o da bana küstü! Son sınıfta küstük bu arkadaşla ki kendisi herhangi bi lise arkadaşı değil, anasınıfından beri arkadaşım olur!

Bu yaptığı ayıbı da yüzüne vurdum bugün :)

Derken derken fotoğraflar gönderdik birbirimize!
Aa ne kadar da yaşlanmış öyle! Kırış kırış olmuş yüzü, saçları da dökülmüş :)
Ben onu la vita e bella filmindeki küçük çocuğa benzetirdim. Süt gibi böyle!! O zamanki halinden eser yok!

Benim hakkımda da yaz bişeyler dedi! Bende yazdım ışte! :)

Okuyacağını bildiğim için yazdım bunları! Hiç değişmemişsin hala gençsin arkadaşım!

Not: Bu posttan çıkarılması gereken ders; sıra arkadaşınızın tebeşire alerjisi varsa hiç bi kızdan hoşlanmamalısınız!!

Published with Blogger-droid v2.0.9

5 Şubat 2013 Salı

bir 'mim'dir!!

Şu mim dedikleri ne ola ki diye hep merak etmiştim!!
Ilk mimlendigimde çok heveslendim ancak şu anda çok üşeniyorum!!
Sevgili oskarlı merve bu kadar uzun soru mu sorulur :)

ödev yapmak zorunda olup da canı yapmak istememek gibi bişeymiş mim!!

Ha! Bi de mimlendigimi okuduğumdan beri, içimden 'bir mimdir, iki mimdir, üç mimdir' diye uzayıp giden bi şarkı mırıldanıyorum!!

Bu mim sinirlerimi çok gerdi :) bi daha beni mimlemeyin ne olur!!

Özgür bırakın postlarımı, yaratıcılığımı kısıtlamayın!! :)

Gelelim esin'in kağıda döktüğü ve 4 gündür çantamda gezdirdiğim, çantamı her açışımda karşılaşıp panik yaptığım soruları cevaplamaya!

1-özel bi gücün olsa bu ne olurdu? Ne yapmak isterdin?
Uykuya ihtiyaç duymadan yaşama gücüm olsun isterdim. Bu güç bana gündüzleri yapmaya fırsat bulamadığım şeyleri yapmak için vakit kazandırırdı. Süper olurdu!! Yarım kalmış projeleri bitirmek güzel olur!!

2- en güzel geçen yaşınız hangisi,neden?

Şimdiye kadar gördüklerim arasında, öyle bu çok güzel bi yaş bunu aklımda tutuyum dediğim olmadı. Ama gelecekten umutluyum. 60'lı yaşlarım güzel olabilir diye düşünüyorum! Kimseye eyvallahın olmayacağı bi yaş bi kere! Mesela saçını pembeye boyatırsan kimse gelip sana 'ne yaptın' diyemez! Dese bile 'sanane bu yaşıma gelmişim sana mı soracam' cevabiyla karşılaşabilir!!

3- hobilerin neler?
Aslında benim bi hobim yok! Canım ne isterse onu yaparım! Benim hobim bu deyip o şeyi mecburiyet haline getirmem. Gitar çalarım, örgü örerim, heykel yaparım, ahşap boyarım, odun kırarım,kitap okurum, badana yaparım... Rüyamda ne görürsem onu tatbik ederim.

4-kendinde olmasından hoşlandığın fiziki ve kişisel özellik?
Bi insanın benim şuyum güzel buyum güzel diye ortada dolaşması çok itici gelmiştir hep!! Ama benim herşeyim güzel :)

5-en sevdiğin makyaj malzemesi?
Genelde çok makyaj yapmam bi tek rimel sürerim. Ama bi  kırmızı ruj!! Her işe yarar! Gerek allık olsun gerek ruj olsun iş görür yani!!

6- kullandığın maske var mı?
Rossmandan alıyorum 2-3 liraya çok da güzel oluyo pek de güzel oluyo!

7-gezmek istediğin yer?
Benim öyle pariste venedikte gözüm yok karadeniz kıyılarını gezmek istiyorum! En çok fırtına vadisini görmek istiyorum! Bana deniz olsun!

8-sürekli takip ettiğin bloglar?
Oo bisürü blog takip ediyorum! Ama bazı takip ettiğim blogları da pek sevmiyorum!

9-çevrende nasıl bi insan olarak bilinirsin!
Kalabalığı çok severim. Sürekli arkadaşlarımla birlikte oluyum hep, böyle gülelim eğlenelim hep, gürültü patırtı yapıp komşuları çıldırtalım hep isterim! Dolayısıyla arkadaşlarca sevilen ancak komşularca nefret edilen biriyim!
Babamın en sevdiği kızıyım (evet en çok beni öpüyo işte, ayrıca da hala dizine yatınca sırtımı kaşıyo)

10-başına gelen bir anın?
Küçükken ablamı ve babamın arkadaşının oğlunu balkona kilitlemiştim. Çocuk balkonda kapalı alan korkusuna kapıldıysa demek kapının camını kırdı!! Camda benim yüzümü kesti! Sol yanağımda izini taşıyorum!

11- bir insanda dikkatini çeken özellik?
Ellerine,dişlerine,saçlarına bakarım! At seçiyorum sanki :)

Bu mim de burda biter! Bayağı zorladı yahu!!

Published with Blogger-droid v2.0.9