Bu nasıl soğuk ya..
Bi yerden bi yere giderken ağlıyorum bildiğin... Kaç gündür büzüşerek yürümekten küçüldüm.
Küfretmekten ağzim bozuldu..
Bide kat kat giyinmekten çok daraldım..
Nolurdu sanki şöyle deniz kenarı bi yerde yaşasam, bütün günüm bembeyaz kumların üzerindeki şezlonglara uzanıp mangoları dişlerken denizi seyrederek geçse.
Kocam, yakaladığı tropik balıklar pişerken, bana yelpaze sallasa..
Tek endişemiz, sörf yaparken sol bacağımızı köpekbalığına kaptırmak olsa..
Paraymış pulmuş olmasa.. Rahatsızlık veren komşular, basıncı yükselince su kaçiran kombiler olmasa, lig tvler olmasa (lig tv diye bişey hiç olmasa), ne giyinsem derdi olmasa,
trafik olmasa, araba muayenesi olmasa, hastalıklar, hastaneler olmasa, kapının önüne bırakılan ayakkabılar, düğünlerde giyilen abiyeler olmasa..
Çok şey de istemiyorum ki!!!
Amaan valla sümüklü böceğimin akmayıpta onu tıkayan nefes almasını zorlaştıran sümükleri aksa bi rahatlasa, komşuların hepsi abiye giyip kapının önünede ayakkabılarını bırakabilirler hiç dert değil.Ayrıca buralarda bi laf var "kötü hava yoktur kötü kıyafet seçimi vardır" .
YanıtlaSilSizin oralarda kardan kapanan yollar yok mu?
YanıtlaSilO zaman dikimevinin yokusundan eve dogru yururken dogru kiyafet giymeliyim..
Karda kayip carpisan arabalarda yun kazak giyeydi kotu hava diye bisey olmazdi..
Bi de ben o böcüğün sümüklerine kurban olurum...